Kurumsal Kimlik, 2 aşamada değerlendirilmektedir. İlki; bir işletmenin dış dünyada nasıl görüldüğüdür. Dolayısıyla; marka, logo, tanıtım ve sloganlar gibi görsel ve yazılı materyalleri kapsar. Diğer kapsamı ise; işletmenin var olma sebebi, karakteri, sahip olduğu değerleri, işini yaparken kullanacağı ilkeleridir. Yeni bir girişim ya da önceden kurulmuş bir işletme de olsa, işin sahibinden başlar.
Kurucuların (girişimciler, işletme sahipleri) hayalleri, hedefleri, beklentilerin doğru tanımlanması, vizyon, misyon, ilke ve değerlerinin gözden geçirilmesi ve yazılı hale getirilmesi, bir yönetim taahhütnamesi oluşturulmasıdır.
Kurumsal bağlılık, kurumun amaç ve hedeflerini içselleştirmek, kabullenmek, benimsemek, aidiyet duygusuna sahip olmak, sadakat göstermektir. Kurumsal değerlerle, çalışanların değerlerinin örtüşmesidir. Davranışsal bağlılık ise, bireylerin geçmiş deneyimleri ve örgüte uyum sağlama durumlarına göre örgütlerine bağlı hale gelme süreci ile ilgilidir.
Kurumsal bağlılığı olan ve davranışsal bağlılık gösteren çalışanlar işlerini aksatmazlar, uzun süreler aynı işyerinde çalışırlar. Böylece, işletmelerin iş hafızası ve know-how gücü içeride kalır. İnancımız odur ki; kurumuna bağlı çalışanlar, kurumun kendisinden beklediği davranış ve iş sonuçlarına ulaşır.
Çatışma yönetimi, çatışan tarafların ya da çatışmanın dışındaki başka bir tarafın karşılıklı etkileşimde bulunarak çatışmayı belirli bir yönde sonuçlandırabilme çabasıdır. Kriz yönetimi ise, şirketlerin aniden olumsuz önemli bir olayla karşı karşıya kalıp, bununla başa çıkması için yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış stratejilerden oluşan bir uygulamadır.
İşletme içindeki bireyler, çalışanlar ve bölümler arasında yaşanabilen çatışmaların farklı yöntemlerle nasıl çözüleceği konusunda farkındalık sağlanacak ve yöntemler uygulamaya alınacaktır. Kriz yönetiminde zamanlama farkındalığı sağlanacak, kriz gelmeden önlemenin yolları, kriz olunca da yapılacaklarla ilgili çalışmaları kapsamaktadır.
Yetki devri; yöneticinin iş gördürme, belirli faaliyetleri başkalarına yaptırma hakkı konusunda başkalarını yetkili kılmasıdır. Yetki devretmek, karar alma erkini başkasının sorumluluğuna vermektir. Güven gerekir, bilgi ve tecrübe gerekir, sadakat ve bağlılık gerekir. İşletmelerimiz ne zaman yetki devrine ihtiyaç duyar? Yetki verilen yetki – sorumluluk dengesini nasıl yürütmelidir? Basitten karmaşığa sorumluluk bilinci nasıl gelişir?
Bu başlıkta yapılacak çalışma, üstten alta tüm kademelerin içerisinde yer alacağı bir çalışmadır. Görev, yetki ve sorumlulukların belirlenmesinden şirket kültürünün geldiği noktada yetki devrinin nasıl gerçekleşeceği, tüm kademelerdeki çalışanların üzerine düşen sorumlulukları kendilerine verilen/verilmeyen yetki ile nasıl gerçekleştirilebileceği üzerinde çalışılacaktır.
Günümüzde dünya genelindeki işletmelerin yaklaşık %80'i aile şirketleri şeklindedir. Aile şirketlerinin sürdürülebilir olmasının anahtarı, kurumsallık, şeffaflık, aile anayasasına uyum ve geleceği bugünden planlamaktan geçer. Aile anayasası; aile şirketlerinde sürdürülebilirliği amaçlayan, aile üyeleri ile şirket arasındaki ilişkilerin yer aldığı ve temel ilkeleri konu alan bir belgedir. Aile şirketleri, işletmelerini sonraki kuşaklara aktarabilmeyi ve devamlılık sağlayabilmeyi hedeflemektedirler. Bu sebeple “sürdürülebilirlik” aile şirketleri için çok önemli bir kavramdır.
Aile şirketlerini gelecek kuşaklara aktarmak için, kurumsallık yolunda atılması gereken adımların tanımlanması ve bir plan çerçevesinde uygulamaya alınmasını sağlayacağız. Ayrıca, kurumsallık aşamasında yol almış firmalar için aile anayasası oluşturma çalışmaları gerçekleştireceğiz.
İç iletişim, bir kurumdaki çalışanlar arası işbirliği ve uyumun sağlanması, sağlıklı bir bilgi ağının oluşturulması, çalışanların motive ve teşvik edilmesi gibi amaçlara hizmet eder. Bunun için, uygun kurumsal iletişim yöntemlerinin belirlenmesi büyük bir önem taşır. Çalışandan üst yönetime kadar, kurum içerisinde yer alan tüm paydaşları kapsayan bu süreç, aynı kurumda bir araya gelen insanların işbirliğini ve uyumunu amaçlar. Bununla birlikte çalışan bağlılığını sağlamayı ve motivasyonu artırmayı da hedefler.
İşletme içerisindeki çalışanlar ve/veya işletmenin bölümler arasında gerçekleşen yazılı ve sözlü iletişimin daha etkin yapmak işletme içi iletişim unsurları zenginleştirerek dedikodudan uzak, sağlam bir etkileşim ortam yaratmak amaçlanmaktadır.
Kurumsal sosyal sorumluluğun temelinde, toplumdan aldığını topluma kazandırma anlayışı ile birlikte, kurumların, topluma ve elbette iç hedef kitlesi olan çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirme ve bu yolla da itibar yaratma bilinci yatmaktadır.
Herkesin kazandığı bir iklim ve kültürü oluşturmanın temelleri atılacaktır. Kurumsal vizyonları çerçevesinde sahip oldukları ilke ve değerleri yansıtarak, örnek teşkil edecek faydalı işler yapmanın önünü açmak amaçlanmaktadır.
Stratejik yönetim, şirketin amaç ve hedeflerine ulaşmak için bir işletmenin kaynaklarının planlı kullanımıdır. Geleceğin tasarlanması ve aşama aşama hayata geçirilmesidir. Stratejik planlama çalışmalarının başarısı büyük ölçüde plan öncesi hazırlıkların yeterli düzeyde yapılmasına bağlı olduğundan, bu aşamada işin üst yöneticiler ve idare tarafından sahiplenilmesi gerekmektedir.
Hazırlık süreci, faklı görevlere ve donanımlara sahip birçok kişinin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilecek uzun bir süreçtir. Bu süreçte, SWOT’tan başlayarak strateji belirleme aşamasına gelmek için gereken çalışmalar yürütülecektir.
ugur@ugurtimurcin.com
0 532 266 79 08